Reflü hastalığı ve Cerrahi Tedavisi
Son yıllarda giderek artan oranda kişiye reflü tanısı almakta ve bu hastalık nedeniyle tedavi görmektedir. Zengin Batı toplumlarında reflü hastalığı oransal olarak giderek artmaktadır. Bu artışın en önemli nedeni hem tanı olanaklarının artışı hem de mide de uzun süre kalan sindirimi güç hayvansal yağdan zengin gıdaların tüketilmesidir.
REFLÜ HASTALIĞI NEDİR-NEDEN OLUŞUR ?
Mide asit içeriğinin bu aside dayanıksız olan yemek borusuna doğru geriye kaçışıdır. Zaman zaman bir çok kişide olan reflü hastaların da sıklıkla olur ve yaşam kalitesini belirgin olarak bozar. Normal kişilerde yemek borusunun alt ucunda bu geriye kaçışı önleyen ‘ALT ÖZEFAGUS SFİNKTERİ’ adı verilen bir çok yapının bir araya gelerek oluşturduğu yüksek basınç alanı mevcuttur. Reflü hastalarında bu yapının basıncı azalmıştır ve mide içeriği kolayca yemek borusuna kaçar. RESİM1 VE 2
REFLÜ HASTALIĞININ BULGULARI NELERDİR ?
- Mideden yukarıya çıkan göğüs kafesi arkasında rahatsızlık hissi.
- Göğüs kafesinizin arkasında yanma hissi.
- Ağızda acılık hissi.
- Yediklerin özellikle öne doğru eğil indiğinde ağıza gelmesi.
- Nedeni açıklanamayan ses kısıklığı, kronik öksürük, ağız kokusu, diş çürüğü.
Reflü hastalarının yakınmaların genellikle yemek sonrası artar ve özellikle yanma ekşime hissi asit giderici ilaçlarla geçer ya da azalır. Bazı hastalarda bir takım gıdalarla(domates, soğan gibi) bu bulgular artabilir
3-Hafta da iki veya daha fazla göğüs kafesinizin arkasında yanma ekşime hissi var mı ?
4- Asit giderici ilaçlar aldığınızda geçicide olsa bu yakınmalarınız azalıyor mu ?
5-Size verilen ilaçlara rağmen yakınmalarınız hala sürüyor mu?
REFLÜ TANISI NASIL KONUR ?
Bir çok hasta da yakınmalara dayalı tedavi düzenlenebilir. Tedaviye verilen cevaba göre tanı konabilir(Tedaviden tanıya gidiş). Ancak bazı hastalarda endoskopi gerekebilir. Hatta bazı hastalarda yemek borusu asit ölçümleri ve yemek borusunun çalışmasına ilişkin testler gerekebilir.
NASIL TEDAVİ EDİLİR ?
Reflü hastalığı çok değişik yakınmalara neden olabilmektedir. Bu nedenle tedavisi de buna göre düzenlenmelidir. Ancak ana hatlarıyla temel tedavisi diyet, yaşam tarzı değişikliği ve ilaç kullanımıdır.
Diyet –yaşam tarzı değişiklikleri : Reflü hastaları çikolata, alkol, kuruyemiş, kahve, aşırı çay, sigara , fast-food gıdalar, kolalı-gazlı içecekler, acılı-ekşili gıdalardan uzak durmalıdır.
Öğünlerde çok fazla mide doldurulmamalı ve yatmadan 2-4 saat önce yemek yenmemelidir.
Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır.
Yüksek yastıkla yatma önerilir.
Fazla kilo varsa verilmelidir.
Uykudan en az 3 saat önce yemek yenmelidir.
Aktif bir yaşam önerilir.
Sıkı pantolon giymekten kaçınılmalıdır.
İlaç tedavisi : Bir çok reflü hastası için belirtilen önlemlerle beraber mide asidini ortadan kaldıran ve böylece mide asit içeriğinin yemek borusunda hasara yol açmasına engel olan ilaçlar kullanılır. Bazı hastalarda bu tedavi ömür boyu sürecektir ve bu kişiler ilaca bağımlı hasta grubudur.
REFLÜ HASTALIĞININ KOMPLİKASYONLARI NELERDİR ?
Genellikle en önemli sorun yaşam kalitesindeki azalmadır. Ancak reflü hastalığı ihmal edilir ve doğru tedavi edilmez ise ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu sorunların en önemlileri
- Yemek borusu alt ucunun daralması
- Yemek borusu yapısında değişiklik(Barrett özefagus). Bu hastalarda kanser riski artmıştır
- Kanama
- Yemek borusu kanseri gelişiminde artış. Yapılan çalışmalar uzun süreli ve tedavi edilmemiş reflü hastalarında kanser gelişimi riskinin 8 kat arttığını göstermiştir
REFLÜ TEDAVİSİNDE CERRAHİNİN YERİ VARMI DIR ?
Özellikle genç, şikayetlerin kontrolü için sürekli ilaç kullanmak zorunda olan veya ilaç kullanmak istemeyen hastalarda cerrahi tedavi bir alternatiftir. Yine yediklerini kolayca çıkaran hasta grubunda da cerrahi tedavi yararlı olacaktır. Cerrahi reflü hastalığının tedavisinde çok etkili bir yöntemdir. Asıl olan hastanın ve bu işlemi yapacak cerrahın işlem hakkında tartışarak beraber karar vermeleridir.
CERRAHİ TEDAVİ NASIL YAPILIR ? AVANTAJLARI-DEZAVANTAJLARI NELERDİR ?
Günümüzde reflü hastalığı için cerrahi kapalı yöntem olarak bilinen laparoskopik olarak yapılmaktadır. Bu yöntemin başarılı uygulanabilmesi için yapan cerrahın deneyimi önemlidir. Bu yöntemin en önemli avantajları
- Ameliyat sonrası daha az ağrı
- Kısa süreli hastanede kalış(yaklaşık bir gün)
- Hızlı işe dönüş
- Daha az ameliyat izidir(Dört ya da beş bir cm’lik iz).
- İlaç kullanımının artık gerekmemesidir.
En önemli dezavantajı bu işlemin bir cerrahi müdahale olmasıdır. Ameliyat sonrası geçici takılma hissi ve gaz yakınmalarıdır. İyi bir cerrahi sonrası memnuniyet oranı %95 civarındadır.
KAPALI(LAPAROSKOPİK) CERRAHİ NASIL YAPILIR?
Kapalı reflü cerrahisi(laparoskopik Nissen Funduplikasyonu) karında küçük delikler açılarak gevşek olan yapı güçlendirilir ve midenin üst kısmı mide girişine sarılarak yeni bir kapakçık oluşturulur. Deneyimli ellerde kapalı yöntem kameranın oluşturduğu büyütme ve yakınlaşma sayesinde açık cerrahiden daha iyi ve kolay yapılır.RESİM 3 VE 4
CERRAHİ SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR ?
- Ameliyat sonrası hafif bir ağrı olabilir. Ancak bu ağrı açık cerrahi ile kıyaslanmayacak düzeydedir. Yeterli ağrı kesici verilecektir.
- Ameliyat akşamı oda içerisinde hafif bir yürüyüş yapılması istenir.
- Ertesi gün sulu gıda verildikten sonra taburcu hastaların çoğu taburcu edilir. Bir süre sulu ve yumuşak gıdalar tüketmek, gazlı içeceklerden uzak durmak önemlidir. Karın içi basıncını arttıracak(ağır kaldırmak gibi) egzersizlerden uzak durmak yeterli olacaktır. Başkaca bir özel önlem gerekmez.
- Hastalar genellikle 7-10 gün içinde kontrole çağrılır.